gör
Kütahya
Frig Vadisi
Kütahya, Afyonkarahisar ve Eskişehir üçgeninde, ‘‘Phrygia Epiktetus’’(Küçük Frigya) dağlık yerleşim olarak tanımlanan bölge, bugün ‘‘Frig Vadisi’’ adıyla anılmaktadır. Kütahya’ nın doğusunda eski bir yanardağ olan Türkmen dağının tüfleriyle örtülü olan Frig yaylaları; M.Ö. 900-600 yılları arasında Frigler tarafından iskan edilmiştir. O dönemden Ana Tanrıça Kybele’ye adanmış açık hava tapınakları, sunaklar ve kaya mezarları ile savunma ve barınma amaçlı pek çok yapı günümüze ulaşmıştır. Daha sonra Roma ve Bizanslıların da yerleştiği bölgedeki kilise ve şapellerde, kök boyalı haçlar, yazı ve fresk izleri hala seçilebilmektedir. Frigler ve Bizanslılar tarafından kayalar oyularak yapılan, ‘‘Deliktaş Kalesi’’ ve ‘‘Penteser Kalesi’’ denilen doğal kaleler yer almaktadır. Bölge Kapadokya’yı andıran doğal kaya yapısının yanı sıra çam ormanları ile kaplı ilgi çekici bakir ve mutlaka görülmesi gereken bir bölgedir.
Frig Yürüyüş Yolu, Ankara - Afyonkarahisar - Kütahya - Eskişehir illeri arasında kalan Frig Vadileri’nde, Friglerin kullanmış olduğu yollar esas alınarak oluşturulan, uluslararası standartlarda işaretlenmiş yaklaşık 500 km uzunluğunda bir yürüyüş ve bisiklet yoludur. Yolun takibini kolaylaştırmak için yolun tamamı kırmızı beyaz renklerle işaretlenmiştir. Frig Yolu üzerinde köy odalarının ve pansiyonların yanı sıra Frig Evleri de bulunmaktadır. Üç ana rotanın bulunduğu yolda Kütahya topraklarındaki yolculuk, Kütahya - Eskişehir karayolu 15. Km’de bulunan Ahmetoğlu köyüne bağlı Yenice Çiftliği’nden başlar. Eskişehir Yazılıkaya’ya kadar yaklaşık 150 km’dir.
Aizanoi Antik Kenti
Aizanoi Antik Kenti en önemli antik kentlerden bir tanesidir. Kütahya’ya yaklaşık 47 kilometre uzaklıkta bulunan Çavdarhisar ilçesindedir. Aizanoi şehrinin Penkalas (Kocaçay) Irmağı'nın yukarı kesiminde Tanrıça Meter Steunene’nin kutsal mağarası civarında yaşayan Frigyalılar'ın öncüsü olarak antik kaynaklarda geçen Azan adlı mitoloji kahramanının, Su Perisi Erato ile efsanevi Kral Arkas'ın birleşmesinden ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Aizanoi 1824 yılında Avrupalı gezginlerce yeniden keşfedilmiş ve incelenmiştir.1970 yılından bu yana her yıl düzenli olarak kazı çalışmaları devam etmektedir. Kalıntılar arasında Anadolu’daki en iyi korunmuş Zeus Tapınağı, dünyanın ilk Ticaret Borsa Yapısı, dünyada bir benzeri olmayan bitişik nizamla yapılmış Tiyatro-Stadyum kompleksi, iki hamam, sütunlu cadde, Kocaçay üzerinde ikisi ayakta kalmış beş köprü, iki agora, gymnasium, Meter Steunene kutsal alanı, nekropoller, antik birbent, suyolları, kapı yapıları bulunmaktadır. Aizanoi Antik Kenti, Efes, Bergama, Side gibi kentlerle çağdaştır.
Zeus Tapınağı
Penkalas (Kocaçay) Irmağı'nın batı kıyısına 200 metre uzaklıkta etrafı sütunlu galerilerle çevrili alanın ortasında, bir podyum üzerine kuruludur.
Frig Tanrıçası Meter Steunene'ye adanmış olan yer altı cellasına (tapınak kutsal odası) inen ve çatıya ulaşan bir merdiveni bulunmaktadır. Anadolu'daki en iyi korunagelmiş İon düzenindeki tapınaklardan biri olan yapının bezemelerinden özellikle akroterleri ilgi çekicidir. Batı alınlığında orta akroter akant dalları ve yaprakları arasında Tanrıça Kybele'nin büstüyle bezenmiştir. Doğu alınlık akroterindeyse Zeus büstü bulunmaktadır. Dört sütunlu avlusu ve agorasıyla M.S. 117-138 yılları arasında yapılmış tapınağın ön galeri duvarlarında; İmparator Hadrian’ı ve Aizanoi için önemli hizmetler görmüş Apuleius’u öven yazıtlar yer almaktadır.
Kütahya Kalesi
Antik dönemlerden beri iskân edilen geçmişin, bugünün ve geleceğin en büyük şahitlerinden olan Kütahya Kalesi 5'inci yüzyılda Bizanslıların yaptırdığı surlarla ve Selçuklular, Germiyanoğulları ve Osmanlılar tarafından yapılan onarım ve eklerle güçlendirilmiştir. Yukarı, iç ve aşağı kale olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Evliya Çelebi’ye göre Kütahya Kalesi 72 burca sahiptir ve bu özelliğiyle Türkiye’nin en büyük üçüncü kalesidir.
Ulu Cami
Yıldırım Beyazıt Cami adıyla da bilinen Kütahya’ nın en büyük ve en güzel camisidir. Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferi sırasında Mimar Sinan tarafından tamir edilmiş olan dikdörtgen planlı avlusuz cami, daha sonraları büyük onarım görmüş ve kubbeli olarak son şeklini almıştır. Cami içindeki büyük sütunlar Aizanoi Antik Kenti’nden getirilmiştir. İç kısmında küçük bir şadırvan vardır. Şadırvanın üstüne dört sütunlu müezzin mahfili yapılmıştır. Caminin ana mekânı, altı sütunun desteklediği yan yana iki kubbe ve yanlarda yarım kubbelerle örtülüdür. Caminin yarım kubbeyle örtülü, dışa çıkıntılı mihrabının sağındaki Kâbe tasvirli çini pano görülmeye değerdir.
Çinili Cami
Cami Ressam ve Neyzen Ahmet YAKUPOĞLU tarafından 1973 yılında yaptırılmıştır. Yapı tarzı ve süsleme üslubuyla Orta Asya Türk mimarisinden bir esintiyi yansıtır. Sekizgen iki katlı ve tek kubbeli olan yapının içi kalem işi süslemelerle, dışı ise özel üretim mavi Kütahya çinileriyle süslenmiştir. Türk motiflerinin kullanıldığı süslemeleri ve mimarisiyle özgün bir örnektir.
Mevlevihane - Dönenler Cami
14.yüzyılda Mevlevihanenin semahanesi olarak inşa edilmiştir. Erken dönem Anadolu Türk mimarisinin özgün örneklerinden olan Kütahya’ nın bu ilk Mevlevihanesi iki kez onarım görmüş ve günümüze semahane ile derviş hücreleri kalmıştır. Bugün cami olarak kullanılan yapı, kareye yakın dörtgen planlı, sekizgen kasnaklıdır. Yapının bitişiğinde ‘‘Kütahya’nın Selçuklu Dönemi Fatihi’’ olarak bilinen İmadüttin Hezar Dinari tarafından yaptırılan mescid Mevlana’nın torunu Ergun Çelebi’nin buraya defnedilmesi ile Mevlevihanenin türbesi haline gelmiştir. Semahaneye daha sonraki tamiratlarda mihrap ilave edilerek cami haline getirilmiştir. Halk arasında Dönenler Cami olarak bilinir. Caminin giriş kapısı üzerinde 19’uncu yy’a ait bir çini kitabe vardır.
Dumlupınar Şehitliği
Dumlupınar Şehitliği, Kurtuluş Savaşı boyunca tüm cephelerde şehit düşen askerlerin anısına yaptırılmış, Büyük Taarruz’un 70'inci yıldönümü olan 30 Ağustos 1992 tarihinde büyük bir törenle ziyarete açılmıştır. Şehitlik, Üç Komutan Anıtı, Milisler Anıtı, 500 kişilik sembolik şehit mezarları ve kitabeleri, Şehit Baba-Oğul Anıtı, Mehmetçik Anıtı, Namazgâh ve Şadırvan’dan oluşmaktadır.
Çini Müzesi
Kütahya’daki Çini Müzesi Türkiye'deki ilk ve tek çini müzesidir. Müzedeki vitrinlerde, Kütahya ve İznik'te üretilen çini mimari elemanlar, çini kitabeler, çini vazo, tabak, pano ve çiniden yapılma ev gereçleri kronolojik bir sırayla sergilenmektedir. Ayıca müzenin girişinde, Osmanlı Türkçesi’yle yazılmış dünyanın en büyük ikinci taş kitabesi bulunmaktadır.
Arkeoloji Müzesi
Vacidiye Medresesi olarak da anılır. Müzede yer alan vitrinlerde Geç Miyosen döneminden itibaren Paleolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserler sergilenmektedir. Dünyada bulunan sayılı Amazon Lahitleri içinde en sağlam durumda olanlarından biri bu müzede sergilenmeye devam edilmektedir.
Evliya Çelebi Kültür Sanat Evi
Kütahyalı dünyaca ünlü seyyah, ilim adamı, tarihçi, yazar ve halk bilimci Evliya Çelebi’nin doğduğu evdir. Ünlü seyyah, ilim adamı, yazar ve halkbilimci Kütahyalı Evliya Çelebinin dedesi Kara Ahmed Bey’in türbesi bu evin bahçesinde bulunmaktadır. Konağın yanında yer alan eski yapı da geleneksel el sanatlarımızın yaşatılacağı bir merkez haline getirilmiştir.
Zafertepeçalköy Zafer Anıtı
Zafertepeçalköy'de Başkomutan Meydan Muharebesi’nin sevk ve idare edildiği tepede yaptırılmıştır. 30 Ağustos törenlerinin düzenlendiği yerdir. Çatılmış silahların uzaktan görünüşü ve alev alev meşale hissini uyandıran Zafer Anıtı, asıl manası ile Türk Kurtuluş Savaşını sembolize eder. Anıt, gelecek nesillere, Türk milletine karşı içte ve dışta meydana gelebilecek kötü tesirler karşısında er geç birleşerek zafere gidilebileceğini anlatan bir anıttır.
Dumlupınar Kurtuluş Savaşı Müzesi
Kurtuluş Savaşının cereyan ettiği topraklar üzerinde kurulan ve bu savaşın anısına yaptırılan müzedir. Müzede Kurtuluş Savaşına ait çeşitli silahlar, kılıçlar, fotoğraflar, belgeler, araç ve gereçler sergilenmektedir.
Mızık Çamı
Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin bebeklik beşiğinin kurulduğu karaçam cinsi bu çam, 1980 yılında doğal etkenler sonucu yıkılmıştır. Çamın boyunun 11 metre, çevresinin 4.70 metre, yaşının da yaklaşık 740 yaşında olduğu tespit edilmiş olup, anıt ağaç olarak tescil edilmiştir.
Tarihi Kütahya Evleri
19 yüzyıl sivil mimarlık örneklerinden olan ve Anadolu’nun ahşap mimari özelliklerini taşıyan Kütahya evleri, aslına uygun olarak hala yaşamaktadır. Kendine özgü iki ve üç katlı mimarileri, ahşap payandalı çıkmaları, pencere düzeni ve geniş saçakları ile eski konak kültürünün en güzel örneklerini bugüne taşımaktadır. Karakteristik Kütahya evi genellikle büyüktür. Dış renklerde yüzey beyaz, kirli sarı, çivit mavisi veya aşı boyası renginde boyanmış, geren(toprak) sıvalıdır. Germiyan ve Ahierbasan Sokaklarında sokak boyunca sıralanan bu evleri görmek mümkündür.